ARADIĞINIZ KİŞİYE ŞU ANDA ULAŞILAMIYOR
Karanlık bir kış sabahına uyandım. Bana göre sakin bir akıl hastanesinde çalışıyordum. Baktığım hastanın adı Caner'di.
Caner'in odasına gidip onu kontrol etmem gerekiyordu. Vardığımda onu göremedim, belki banyodadır diyerek banyonun kapısına hafifçe vurdum. Ses yoktu. Seslendim, yine ses yoktu. Kapıyı açtım ve hiç kimseyi göremedim. En yakın arkadaşımın, Gamze'nin yanına gidip ona sormak için telefonu elime aldım.
"Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor, lütfen daha sonra..."
İmkansızdı; bu hastanede acil bir olay olmasına karşın, telefonların kapalı olması yasaktı. Şarjı bitmiştir diye düşünerek Yalçın Bey'i aradım.
"Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor..."
Aynı anda iki kişinin mi telefonu kapalıydı? Son çare sürekli bilgisayar ekranında olan Toprak Bey'di. Eminim o telefonu açardı.
"Aradığınız kişiye şu anda..."
İnanamadım. Artık buradan çıkıp hastaneyi kontrol etmem gerekiyor gibi hissediyordum. Odadan çıktım, hiç ses yoktu. Artık korkmaya başlamıştım. Umarım bu bana bana yapılan kötü bir şakadır.
Aklıma telefonunun kapalı olmasından nefret eden Dilay Hanım geldi. Onun açacağından kesinlikle emindim.
"Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor..."
Bu artık bir şaka değildi, bir kabustu. Endişe ve korkularım hırsa dönüştü. Şu anda her ne oluyorsa, bunun içinden çıkmam gerekiyordu. Dua etmeyi bir yana bırakıp bir şeyler yapmam lazımdı. Ama ne yapmam lazımdı? Bu durumda yapılırdı?
"Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor."
"Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor."
Bu ses kafamda yankılanmaya başladı. Delirmiş olmalıydım.
Başım dönmeye, gözlerim yavaş yavaş kararmaya başladı. Dengemi kaybetmemle sertçe yere düşmem bir oldu.
Başım çatlıyordu, gözlerimi açmak için kendimi zorladım. Işık gözümü aldı, geri kapatmak istedim.
Panik sesleri duymaya başladım, gözümü iyice açtım. Birkaç kişi başımda toplanmış, bana bakıyordu. Gamze'nin sesini duydum:
"Ezgi, iyi misin?"
Gamze'nin sesi kendime gelmemi sağladı.
İyiyim iyiyim, diyerek ayağa kalkmaya çalıştım. Gamze ve Dilay beni kollarımdan tutup bana yardım ettiler.
Düşmeden önce ne olduğunu anımsadım. Kimse yoktu. Şimdi nasıl buradalardı? Ben sorumu soramadan Toprak hızlıca sordu:
"Saatten haberin var mı senin? Senin yüzünden uykumu böldüm."
Nasıl olur? Az önce sabahın altısıydı.
"Saat kaç ki bana kızıyorsun?"
"Üç buçuk Ezgi, üç buçuk."
Diğerleri kıkırdarken ben şok geçiriyordum.
"Tam olarak ne olduğunu biri anlatabilir mi?"
Benim sinirli sorumu sanki sinirlenemezmişim gibi bir tavırla Toprak cevapladı:
"Ezgi Hanım hala uyurgezer olduğunu bilmiyor mu? Gecenin üç buçuğunda hepimiz senin için uyandık."
Demek uyurgezerlik yüzünden olmuş. Ben bunu düşünürken Gamze araya girdi:
"Herkes iyi olduğuna göre artık tekrar uyuyabiliriz bence."
Hepimiz onayladık. Odama çekilip hemen uyumak istiyordum.
Sonunda o sıcak yatağımdaydım. Ancak bir ses yankılanmaya başladı:
"Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor."
GÜLFEM ECRİN NAVGASIN
9/B
Adres:
Ören Mahallesi Cumhuriyet Caddesi No 55 Anamur/MERSİN
Telefon
Okul Telefonu 0324 835 5090